Spekülatif talep yavaşlıyor son çeyrekte durgunluk başlayacak

Son yıllarda otomobile olan talep beklenmedik bir şekilde katladı. Bunun hemen hemen yarısından fazlasını spekülatif satışlar oluşturuyor. Yüksek kur, vergi ve neredeyse yok denecek kadar krediye rağmen rekorlar durmuyor. Döviz kurlarına oranla fiyatların yükseldiğini söyleyen MAİS Genel Müdürü Çağdaş “Şu anda ticaretin yüzde 95’i peşin parayla dönüyor. Satışlar asla krediyle dönmüyor. Bu çok sürdürülebilir değil. Son çeyrekte talep yavaşlayacak. Çünkü, spekülatif talep yavaşlıyor” dedi.

ALİ YILDIRIM-MARMARİS

Otomotiv sektörü iç pazarda son yılların en ilginç dönemlerini yaşıyor. Pandemiyle başlayan krizden sonra dengesini kaybeden üretim ve talep satışları patlatırken, Türkiye tarafında da kur ve yüksek vergi otomobili tam bir yatırım hedefine dönüştürüyor. Özellikle bu süreçte TL’de yaşanan sert değer kayıpları tüketiciyi bir mal almaya sevk ederken, krediye ulaşmakta zorluk çeken gerçek ihtiyaç sahipleri yine istediğini alamıyor. Marmaris’te gerçekleşen Dacia Spring lansmanında pazarın geldiği son noktayı ve geleceği değerlendiren MAİS A.Ş. Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, üretim adetlerinin son dönemlerde arttığını ifade etti. Türkiye’ye sevk edilen araçlarda da yükseliş olduğunu kaydeden Çağdaş “Bizde de döviz kurları ve buna oranla fiyatlar yükseliyor. Şu anda ticaretin yüzde 95’i peşin parayla dönüyor. Satışlar asla krediyle dönmüyor. Bu çok sürdürülebilir değil. Kurlar biraz daha hareketlenirse vatandaşlar beklemeye geçer. Dolayısıyla ben eylül aralık döneminde ihtiyati yaklaşımın spekülatif yaklaşıma göre çok önde olacağını düşünüyorum. Gerek kurumsal gerek perakende satış azılacak. Son çeyrekte talep yavaşlayacak. Çünkü, spekülatif talep yavaşlıyor” dedi.

SATIŞLARIN YÜZDE 45’İ SPEKÜLATİF AMAÇLI

Yılın ilk 6 ayında spekülatif alımların yoğun olduğunu söyleyen Çağdaş “Satışların yüzde 40-45’inin spekülatif amaçlı alımlardan kaynaklı olduğunu net olarak ben kendim markamız için söyleyebilirim. Pazarda da çok değişik olduğunu açıkçası düşünmüyorum. Yani perakende alıcılar da araçları alıp kısa vadede ikinci elde üzerine kar koyup daha sıfırken ikinci el statüsünde devretme planıyla piyasaya girdiler. Dolayısıyla bu hem paralarını enflasyona karşı korumak hem işte kur artışı bu sebeple vergi oranlarının yükselmesi veya yükselme riskinin olması gibi unsurlarda kar sağlama. Çünkü vergi dahil, matrah dahil fiyat artışları ikinci ele otomatikman yansıyor. Ticaret Bakanlığı’nın almış olduğu tedbirler son dönemde temmuzda onu şimdi görüyorum. Aslında bayağı işe yaradı. Yani ikinci el piyasasının rehabilite edilmesi lazım kesinlikle. İkinci el araç ticareti yapanların çok ciddi ve dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi lazım. Dolayısıyla işte yaklaşık baktığımızda 556 bin adet araç satıldı. Stok fazla olsaydı ben kendi markalarım için söyleyebilirim daha fazla satardık” ifadelerini kullandı.

‘TALEP FAZLASI OLMAYACAK BİR DÖNEME BAŞLIYORUZ’

İlk 6 ayda 550 bin 560 aracın satıldığını anlatan Berk Çağdaş “Ama bu hani acaba 2023’te bir milyonu geçer mi? Hatta bir buçuk milyon söylentileri falan var. Ben bunlara çok katılmıyorum. Otomotiv sektöründe belirli bir mevsimsellik döngüleri vardır. Normal yıllarda daha açık sarih bir şekilde gözüküyor idi. Ama. Tabii talebin bu kadar arzın gerisinde kalması, üretim tedarik zincirinde sıkıntılar yaşanması, sıfır araç temininde zorluklar yaşanması, enflasyonist baskılar sebebiyle fiyat artışlarının ikinci el yoluyla ciddi bir kazanç kapısı elde edilmek istenmesi vesaire gibi unsurlar yılın ikinci yarısı özellikle eylülden sonra çok etkili olmayacaktır diye düşünüyorum. Talep de gerileme hep bir beklemeye geçiş, normal talebin önünde bir arz, yani bir miktar stok oluşmaya başlaması, bayilerde de distribütörlerde de durumu yaşanacaktır. Dolayısıyla ben 2023’ün tamamı için ikinci yarı yılda birinci yarı yıl gibi seçim vesaire falan faktörlerin tetiklediği bir talep fazlasının olacağını zannetmiyorum “ dedi.

‘SPEKÜLATİF ALIMLAR 15 GÜN SONRA İKİNCİ ELE DÜŞÜYOR’

Kendi markalarından örnek veren Berk Çağdaş “Mayıs-Haziran aylarında aracı alıp satışa koyup satma amaçlı ticaretlere yoğunlaştık. Takip ediyoruz en fazla 15 gün bir ay sonra tramer geri dönüşlerinden de anladık. Bunun oranı hemen hemen yüzde 50’ye geldi. Aracı kısa vadede yatırım amaçlı alan kitle azalıyor ama halen var. Renault kalite algısını daha yukarda konumlandırıyor. Dacia da tamamıyla ihtiyaca yönelik araçlar üreterek o şekilde konumlandırıyor. Benim MAİS olarak hedefim Türkiye’de yüzde 18-20 arası bir pazar bandına oturmak” diye konuştu.


Önceki İçerik20 TL’ye 100 kilometre giden DACIA

ALINTI KAYNAK: https://otogundem.com.tr/spekulatif-talep-yavasliyor-son-ceyrekte-durgunluk-baslayacak/18718/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir